
Taşınalı 1.5 ay oldu.sadece taşındık.daha yerleşik yaşama geçmedik.hadi ev arkadaşımın işleri bu aralar daha yoğun.peki ya ben, nedir bu halsizlik bu vurdumduymazlık anlamıyorum.insan belli bir süre sonrada alışıyor, hiçbirşeyi yerleştirmiyor.giyecek giysi bulmak için elbiselerimin üstüne atlayıp( ki marmara'yı dolduracak kadar kıyafetım var ne yazik ki) bir kaç kulaç atıp elime geleni değerlendirmeye çalışıyorum.eğer özel bir günse mesela dünya süt günü gibi ,nefesimi tutum derinlere dalıyorum,daha hiç farketmediğim için giymediğim bir çok kıyafetım olduguna emınım.bu zengınlık veya sımarıklıktan degıl ,kısa bir sure oncesıne kadar kıyafet tasarlayıp satıyordum,hem iş için hemde zaafım yüzünden giymeyecegım bir çok şeye sahıbım.ve bir şeye sahıp olmak çok can sıkıcı.olmamakta sıkıcı.bu çelişkilerle yaşamakta sıkıcı.tabi hayatım sadece bu sacma çelişkilerle dolu değil.bunlar asıl sorunlarımı örtbas etmek için kendıme oynadıgım bir oyun.yani evde beslediğimz kaplumbam vedat kendini ölen arkadaşı sedat hatta sedat peker hissetmeye ve tehditkar bakışlarla kol sallamaya başladı ,misafir olan kedimizse kendını kopek sanıyor.hayvancıklar celıskıyle dolu yasamımda kendılerıne celıskı yaratmak zorunda kalıyor olabılırler.şöyle kendını temizlikçi sanan,aşcı sanan bir hayvanımız olamadıkı.
şimdi 1.5 ay önce -a ne güzel versene deniyim, diye ev arkadasımın ayakkabısına el koymustum,bugun arıyoruz arıyoruz tekı yok.şimdi ben ne olayım ? arkadasının ayakkabısını sorumsuzluk ve dagınıklık yuzunden kaybetmıs denyo birimi ,yoksa kendini kül kedisi zanneden bir şizofrenik mi?
en kolayı düzene karşı gelen bir anarşist taklidi yapmak,hatta yerleşik yaşama karşı eylemlerim devam edecektir gibi vaazlar vermek.evet evet kahrolsun yerleşik yaşam,kahrolsun çifti olan ayakkabılar.bunu ev arkadaşımada kabulettirdim mi sıyrılırım bu işten.