29 Haz 2007

çakma bunlar çakmaaa

ünlü bir gece kulübünun barmaidliğini yaptığım dönemde öğrendiğim bir terim vardı.ÇAKMA.
her içkinin alternatifi olan daha ucuz içki vardır.jack yerine jimbeam baileys yerine feeneys, cointreau yerine tekel portakal likörü , votka yerine su gibi :) bu içkilerin çok pahalı fiyata satıldığı kulubte cancağızlarım bilmeden en ucuz içkileri içip duruyorlardı.aman bananeydi zaten onlar içki içmeyi bilen insanlar değildi ki, ortama geliyorlardı.ortamdan kastım kızlar, kızlara benziyen yaratıklar vesaire.
bir gün elimdeki tüm içkiler bitmişti.sabahın körü oluyordu.5 tane votka dedi adam.elinin körü diyemedim tabi.bende bardakları tuzlayıp , içine su koyup üstünede limon dilimini serip verdim 5 bardağı.adamlar içti.ya anlarlarsa diye endişeli bakışlarımı saklamaya çalışıyordum ve büyük bir ihtimal bunu yapmaya çalışırken çok salak gözüküyordum.neyse konumuz benim salak görüntüm değil.ayrıca salak sensin.
adamlar shot bardağındaki suyu bir güzel içtikten sonra bir tanesi bana döndü , elinde bardak bana seslendi.tamam dedim farketti , yandık.-ben sizden votka istemiştim siz bana tekila vermişsiniz dedi.evet tekila istediğini sanıp bardağı tuzlamış ve limon koymustum.salak adam, onun içindeki su su diye kafasına vurmak istedim ama yine içime atarak bugünlerdeki deliliğime sebeplerden biri olarak ekledim. o günden sonra erkek kısmısıyla ilgili görüşlerim netleşmiş oldu.içeriğe önem vermeyen ambalaja önem veren bir topluluktu .her şeyin çakması onlara mübahtı.hatta 5 ,6 tokat çakmakta.
en sevdikleri reklam tokai çakar çakmak olan bu topluluk yüzünden ki biliyorsunuz arz talep ,çakma bir sürü paris hilton doldu ortalık.boşuna agızlarından salya akarak su gibi kız demiyorlar.neymiş o bir ikon muş.çok seksiymiş hatta tam da bir kadınmış.saçmalamayın deyincede kıskanıyormuşuz aslında diye bilinçaltımızı okuduğunu sanan bir sürü zevzek.o paris hiltonu alır, tuzlar, üstünede limon koyar önünüze atarım.gerçi bu sizin hoşunuza gider.bak yine sinirlendim.neyse bu çakma paris hilton benzerlerine daha sonra belgelerimle yer vereceğim.evet sıkılıyorum evet başka işim yok.

28 Haz 2007

yarın çok geç olabilir falan filan


ne zaman en zor günlerimi yaşıyorum desem ardından daha zor bir gün geliyor.artık derken bir duraksıyorum.lan ya daha zoruda gelirse şimdi yalancı olmıyım diyorum.o yüzden üstünde hiç bir baskı hissetmiyeceğim bir cümle buldum;bugüne kadarki en zor günlerimi yaşıyorum.bende istemezmiydim bir elimde cımbız bir elimde ayna ama olmuyor sevdiceğim
bir elimde sigara bir elimdeyse sana ayırdığım dokunuşlar.
..........
yarın çok geç olabilir sevgilim
mesela yarın ben ölebilirim
ağır ağır demir alır gibi limanından yaralı bir gemi
kıyısız bir denize açılabilirim
artık ne bir fırtına anlatabilir beni sana
ne de alelacele seviştiğimiz zamanların tehlikesi
yarın kendimi bir yaprak gibi dökebilirim sonbahara
yarın kendimi bu şiir gibi kanatabilirim
...........
ugurkan erez ,şaka be o denyo nasıl yazsın böyle şeyler tabiki uğur özakıncı

ah ben bu sıcakta birde duygusal mı olacaktım ah başıma budamı gelecekti.üstüme kocaman şişman bir budha heykeli düşse bile bu kadar salak olurmuydum.küçükken elimdeki çekirdek kağıdını yırtıyorum diye yanlışlıkla kağıt parayı yırtmış idim.arkamdan bir çok esnaf amca koşup sen utanmıyormusun atatürkün resmi olan kağıdı yırtmaya ah bu halemı geldık vesaıre deyıp ustume yurumusler bende buyuk bır travma oluşmasına sebep olmuşlardır.o gunden sonra nerde ataturk büstü,fotoğrafı vesaıre gorsem önünde durup saygılar derdım.ah ben ataturku esnaf amcalardan korkum yuzumdenmı sevecektım.
neyse
yarın çok geç olabılır sevgılım
mesela yarın çekirdek kagıdı yerıne senın resmını yırtabılırım
ve inankı hiç bir esnaf amcada senın resmın ıcın kılını kıpırdatmıyacaktır.

Psikopata bir rüzgar


hava depresyonum devam edıyor.havalar düzelince suçu neye atacagım bilmiyorum.evde klima veya vantilatör gibi aletler olmadığı için ,evde koşup kendi rüzgarımı yaratmaya çalışıyorum.aslında şu yan taraftaki buyuk marketlerde klima var ama hem klimanın havasını sevmiyorum hemde marketteki ambalajı güzel olan herşeyi almak istiyorum.aslan burcu olmanın kötü taraflarından biri, ışıldayan herşeye ağzımızın suyu akıyor.benden daha çok ışıldayan güneş'ede gıcık oluyorum :P

bugünde dünden bir sürü plan yapıp ,hiçbirşey yapmadan oturur halde buldum kendimi.ne kadar 2 tokat atıp kendime getirmeye çalışsamda sonuçta vuran benim elimdi azcık azcık vuruyordu.tabi çevremdeki insanlarda bu halimden memnun değilller e erkekler pozitif kızları sever diye boşuna dememiş ünlü atalarımız :P

ben ne pozitif ne negatif olmak istiyoruım.izotopları o sıkıcı kitaplardan çıkarıp yakartop oynamak istiyorum.hayatımda bir katalizör olsun istiyorum.hiçbiri olmıyorsa sadece rüzgar essin istiyorum.saçlarımın yüzüme tokat attığı günleri istiyorum.şöyle kolumdan tutup üzülme geçicek demesini istiyorum.

rüyamda hala içimde yarası olan eski sevgilimi 3 el ateş ederek vurdum.sonrada hastaneye götürdüm.15 bin dolar istediler,bulamadım.tam kendimide vuracaktım,uyandım.kalktığım gibi cüzdanıma bakıyordum.kendime geldiğimde elimde cüzdan yatakta oturmuş aglıyordum.herhalde para arıyordum.garip halbuki herzaman cüzdanımda 15 bin dolar bulunurdu :P

nerde kalmıştım şöyle kolumdan tutsun diyordum aman tutmasın kimse ben biliyorum geçicek,deli gibi rüzgarda esicek.üstüme yapışan ter kılığındaki tüm stres tüm sıkıntıyı da alıp götürecek.

çok sevdiğim bir şairden yine kendime,(beğenende alabilir tabi )

Üstüstüme kapaklandım
Tıpkı bir midye gibi. Tekrar tekrar bağırmaları gerekti çağırmaları
Ve üstümden ayıklamaları inci gibi parlak yapışkan solucanları... Sylvia Plath

27 Haz 2007

güneş ve aşk.pıh

biraz önce bir dostumun ki pek yoktur blogunu okuyordum.(nihalenvarsagel.blogspot.com) eşyaların canlı lığıyla ve onlara bağlılıyla ilgili hoş bir yazı yazmış.bende farkettimki ki bilirsiniz farkındalık benim meziyetımdır :P
neyse farkettimki ben unutkanım neyi farkettiğimi bile unuttum.biraz düşüneceğim.yazmayı durdurabılsem şu an siz bu halimi farkedemiyecektiniz bile ama napıyım.uf
tamam farkettimki yaklaşık 15 yıldır benle olan oyuncağım var ve zamanla araya katılan dıger oyuncaklarım.bunlar genellıkle hayvan kılıgındaki peluşlar.ve ben bunları 15 yıldır üşenmeden yatagımın ustune diziyorum.yatarkende kaldırıyorum.fakat bunu nıye yaptıgımı bılmıyorum.yüzlerine bıle bakmıyorum sadece yataktan kaldır yataga at.yoksa ben erkekmıyım :P
insanlar yazın ayrılmalı kışında barışmalı bence.bu sıcakta iki tarafda bırbırını cekemıyor,birşeyler anlatıyorsun ' ya bu şimdi acaba ne anlatıyor bu sıcakta ' diye düşündüğünü anlıyorsun karşındakinin.özlemişsin sarılıyorsun vıcık vıcık ve bu vıcıklığa katlanma derecenide sevgi derecesi sanıyorsun.e butun gun sıcakta yemişsin güneşi gözlerin yarı kapanmış son gücünle bakıyorsun sevdiceğine ama nafile 'niye bana oyle bayık bakıyorsun yoksa yoksa benı sevmıyormusun artık' cümlesiyle karşılaşabılırsın.yada kollarını kaldırmış ona sarılacakken allahım ya ter kokuyorsam endişesiyle gergin sarılabilir ama bu sayede sarılmandaki hissizlikle gerginlik yaratabilirsin.tabi en kötüsüde özlemle hissetmek istediğin o sevginin sıcaklık hissini yazın bu sıcağında hissedince fenalıklar geçirmek oluyor.şöyle kışın buz gibi havada gelsen olmazmıydı.bak ne kadar çok sarılıp sevgimi belli ediyordum sana.gözlerim faltaşı gıbı açık,ter kokmayan,tir tir titreyen karşında.yok yok yazın insanlar ayrılmalı.yada plastik havuz alıp içinde takılmalı.

güneş seni yeneceğim.peh

ay çok sıcak.bu sıcak ta değil başka bir şey.tüm enerjimi emen,kirpiklerimi bile birbirine yapıştıran,beni o koltuktan bu koltuğa atan, buz gibi bir adada buz gibi bişeyler içip buz gibi esprileri olan arkadaşlarımı düşünmeye iten bir şey.e kötü esprili arkadaşlarda bu günler içinmiş demekki.hava depresyonu geçiriyorum.haftada bir duş alan sudan nefret eden( ama asla pis kokmayan ) ben , şimdi suyu öpmek istiyorum.günde 3 kez suyun altına girmeme rağmen banyodan çıktıgım dakikada vucudumdaki tüm suyu emen güneş seni yeneceğim diye salak bir sinirle güneşe bakıyorum.tabi sonra gözlerim kamaşıyor bikaç dakika göremiyorum.şerefsiz silahını hızlı çekiyor.bir dahakine güneş gözlüğümü hazırladım.sırf gözlüğün önünde güneş kelimesi geçiyor diye takmayabılırım bıle.gerekirse birkaç japon dövüş sanatı izleyip gözlerime kuşak bağlayıp saldıracağım sana.hiçte bile, evden çıkmıyor olmam senden korktuğum anlamına gelmiyor.sadece biraz yanlız kalmam lazım.

deli cevat mı....

haftada bir yakın olduğum iki kız arkadaşımla buluşurum.yok 2 tane daha yakın olduğum kız var ama onlarla pek görüşemiyorum.neyse görüştüğüm 2 kız la birlikte 3 kız olarak hadi birbirimize
isim takalım dedik.birine paris dedim ki mitolojık bır ısım, hadı mıtolojıyı bırak unlu bır ısım,2.sine viki dedik,victorya beckham gıbı sacı var dıye,pekı ben
benı baya düşündüler bulamadılar
sonra o an geldi
peki neyim ,hangi ünlü isimim? dedim
-deli cevat
deli cevatmı
-evet
peki

yani bir dönüp bakmam lazım,ben nerde hata yaptım , yada yada ben ne güzel insanım,
neye göre değerlendireceğim bulamadım
sonra isminden tatmın olmayan ben dediki' e peki bıde gobek ısmı bulalım'
bak hala denıyorum ,kurtulus olur belkı dıye
1.sıne birayı cok ıctıgı ıcın sünger bop dedık
hosuma gıtmıstı cızgı fılmlerden ornek verıyorduk,evet evet devamdı
2.sıne hayvanları cok sevdıgı ıcın elmayra dedik
peki ya ben
ya beeennn
ben şirinlerden huysuz şirin oldum
ya arıza olmak hoşuma gitti diye, arızamıyım şimdi
dabi dabii

26 Haz 2007

Soğan Başı

şöyle başımı alıp gitsem diyorum.gerçi hep diyorum ama başım ve ben aynı yerde dolanıp duruyoruz.intiharı düşünerek geçen bir gecenin sabahında o anlamsız günü yaşamak gibi,gitmeyi düşünerek iki adım atamamak.yaşamının ve gidebileceğinin elinde olmasını hissetmek.elimizde hiçbirşey kalmamışken.
hem nereye gideceğim.gittiğim yerde mutlumu olacağım.
başım ve ben.yok olmaz.değiştiriyorum.şöyle başımı almayıp gitsem diyorum.o burda kalsa bende deliliğimle dolansam.oh birde şarkı mırıldanırım
Menim belalı başım
Gamdan yel alı başım
Felek yemid içipti
Olmaz safalı başım

uff sabah sabah
Adana'da semt pazarına giden bir kadının başına 6 katlı bir apartmandan banyo taburesi düştü. Yaralanan kadın hastaneye kaldırıldı.
Kadının başında parçalanan tabureye sahip çıkan olmazken, polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlattı.

New York'taki evinde bugün göz altına alınan süper model Naomi Campbell'in temizlikçi kadının başına telefonla vurduğu bildirildi.


Adana'nın Kozan İlçesinde İki Katlı Evlerinin Saçağından başına Beton Parçası Düşen kadın Hastaneye Kaldırılmak İstenirken Hayatını Kaybetti.

ben diyorum bir insanın başına ne gelirse başından gelir :P

hiç bir yazdığımı sevmıyorum artık

23 Haz 2007

zaman dur.dur.dur.dur MA

zaman dursa ve yaşlanmasam diyorum.ama gözlerin ne çok şey anlatıyor dediklerinde ,yaşadığım zamandan deyip geçmişime tutunuyorum.beni var eden geçmişim,kaçamıyorum,kaçmıyorum.ama yine de yaşlanmak...

ruhumu o kadar yaşlı hissederken, aynada genç bedenimi görmek,çelişmek.
peki bedenim yaşlanınca ruhuma ne olucak diyorum.ve ruhum,beden yaşlandıkça ona sığamayan obez bir bir çocuk.bedenime sığmayan obez.
ruhum her gün birşey yedikçe ,bedenimden eksiliyor.yinede gelecek yaşlılığımı seviyorum.gözümün altındaki morlukları,yüzümdeki acı tebessümü.seviyorum.nerelerde oluşacağını bildiğim kırışıklıklarımı da.görmemezlikten geldiğim yorgunluğumu da.yüzüm kırışıklarla haritaya dönsede seveceğim.yolumu bulamıyorum derken yol çizen yüzümü.
seveceğim.
elimdeki çizgilere bakıp,çok kısmetlisin, hep mutlu olacaksın diyen falcılarada 2 şaplak atacağım.ne derlerse ne yaparlarsa yapsınlar nasılsa ben kısmetliyim, bu mendeburluktanda kurtulacağım.2 şaplakta kendime atacağım.kan dolaşımım hızlanır kırışıklarım çıkmaz belki diye.evet seveceğim ama ya onlar genç ruhumu sevmezse...

21 Haz 2007

En Zoru

ben birini sevsem,oda beni sevse.
ikimizde aynı anda bizi sevsek.
komplekssiz,geçmişsiz,öğretilmemiş,öğrenmemiş,öğretmemiş

kadın kadın olmayı ,erkekte erkek olmayı öğrenmemişken,daha dalında elma gibi

aynı renkte olmamayı kabullensek,aynı yarıya ait olmadığımızı bile bile


çürürüz elbet

çürürüz ama birlikte

dalımızdan koptuk birkere,çürüyeceğiz elbet



daha elma

dalında gibi


ussuahkam

o

l

m

a

z

m

ı

k

i?

Kızgıncık


kızgınım,herkese kızgınım işte

kendime,evime,işime,sevdiklerime,sevmediklerime,bedenime,aileme,ben görmediğim halde parmağım kadar buyuklukte olup evimde cirit atan böcüklere,böcüklere boy ölçmede kullandığım parmağıma,güneş görmediği için hastalanan vedata,güneşe koyduğum halde bir teşekkür etmeyen vedata,hiçbişey yapmasada vedata,beni başka kadınlarla rekabete sokmayı isteyen erkeklere, tüm dünyaya kızgınım,varmı

yok.

olamaz tabi kızgın olsam ne olur.sanki çok umurlarında.hadi diyelim umurlarında, niye kızgınsın yavrucagım dıye sorduklarında ,ay ne bileyim içim sıkıldı,böle bi tuhafım diye verdiğim cevaptaki şımarıklığı farkettiklerinde ne diyeceğim.bir bir haklı olduğum sebeplerimi sayacağım,içimi kusup o sabırlı hoşgörülü zannetikleri grkm hayalinimi yıkacağım.ay yok uğraşamıyacağım.mümkünse niye kızgın olduğuımu sorgulamayan ilişkiler kuracağım.hem onlar da bana kızgın olabilirler bunu göze alamam.gerekirse kızgın demedim kırgız dedim diyip tanyeli gibi kıvıracağım.ben kıvırırken iki dublede masaya attıracağım.garsoon diye bağıracağım.nerde benim mezelerim diye kızacağım.tüm hıncımı ondan çıkardıktan sonra diğerlerine olan kızgınlığımı unutmuş olarak rahatlıyacağım.sonra garson bana kızacak için için.aman banane oda başkasından çıkaracak. belki masaya iki duble atacak gidip barmene bagıracak ve sonunda oda beni unutacak.ohh

19 Haz 2007

gülriz sururi ve ufo'lar

hani komik yazacaktım,hani gülmekten gülmeklere koşacaktım.bir iki tane yazıp kandırdım sizi.sonra acılarımla bıraktım.uzun yazdıklarımı az okudunuz kısa yazdıklarımıda bir çırpıda.bana ne oluyorsa yaa.sanki okurlarına kızan ünlü bir yazar havasına girdim.ne istediğini bilmeyen bir kadın daha doğru aslında.çok seversin 'uf çok seviyor ,sıkıyor',az seversin 'uf niye sevmiyor, ilgilenmiyor' diyen.ama farkettiyseniz ikisinde de uf kullanıyorum.uf bende baki.genlerime yapışmış uf'larım var.ufo'm hiç olmadı ama.sen o kadar gelişmiş varlıklar ol, hep tencere kapağı şeklinde gemiler yap.yakıştıramadım.kendileri 'vauuuv' diyeceğim bir gemi yapana kadar muhatap olmıyacagım onlarla ,bildiririm.hiç sizi aracı olarak kullanıp haber yollamısınlar.bazen yolda yürürken 'ohş yavrım hepsi seninmi' gibi şifreli sözcuklerle ayı kılıgına girip konuşmaya çalışıyorlar ama nafile.'insan değilsin sen' diye dönüp bağırdığımda da farkındalığımın farkındalığıyla şaşkına dönüp 'saamı dedik be ,yani,bztt zz ' şeklinde kacışıyorlar.uzaylı dediğin karakteri olur.lafının arkasında durur.iyice bizlere benzedi bunlar.bir trakyalı olarak onlara bir mesajım var:
hoşşşt küpek,adam gibi gelin ,yoksa taksim meydanda kzılkayalar da ufo döner yaparlar sizi
hadi dağılın şimdi
yıllarca gülriz sururi yle ufo'lar arasındaki bağlantıyı çözmeye çalıştım ama veri eksikliğinden bulamadım.saçlarıyla birşey anlatmaya çalıştı bu kadın bize tabi biz yine anlayamadık.belkide ufolara başımın üstünde yeriniz var demek istiyordu,bilemiyorum
sıkılıyorum,yazamıyorum.aklımdakileri direk yazı haline getirecek bir alet edavat icat edilene kadar da tam anlatamıyacagım.ne şans

evet hala uyuzum


halamı uyuzum

yeni eve taşındım,yeni işler buldum,yeni elbisemi giydim,kaplumbamı yeniden sevdim,martı janıtınıda sevmiştim ama sanırım yemişler.yeniden yeniden yeniden.hep yeniden başlıyorum,olmuyor ,olmuyor hala mutsuzum.herşey yeni,sanırım ben eskiyim.bide ayakkabılarım eski ama pek giymedim yeni gibiler.sanırım ayakkabım gıbıyım.bazen topuklu,bazen spor,bazende şapıdık şapıdık,hayırlı olsun diye üstüme basmayın,eskiyim ben eski..

.

17 Haz 2007

üşüyorum...

aramız mı,seviyorum başka birini mi,aslında olabilirdi mi,fakat cok gec mi

ne dıyyoorsun yar.......
üşüyorummmmmmmm
görmüyormusun
görmüyor
görmü
GÖR....


geç kalmışım zaten derken gecikenlere,geciktiğindede ,gelmiyordum zaten demesinler diye

16 Haz 2007

sobe...

önüm
arkam
sağım
solum
sobe sobe sobeelim
kolum
aklım
bedenim
sana gebe

saklanamıyorum,saklayamıyorum
ben hep bir
ebe...

7 Haz 2007

morgic'li martı janıtın


evde herşey toplu şu an ,bugün taşınırım umuyorum.vedatı bu dağınıklığı görmesin ,ayrılıyor diye hüzünlenmesin diye önceden yeni eve taşıdım.zira vedat vedalaşmayı pek sevmiyor giderken el bile sallamadı eve.ama kendisinin yemlerini burda unutmuşum,umarım unutmuşumdur belki bilinçaltım eve el sallamadığı için onu cezalandırmak istemiş olabilir,bilinçaltı bu pek güvenmemek lazım.şimdiki deneyimiz bir kaplumbağanın açlığa ne kadar dayanabileceği,birazda kadir kiymet bilmesi isteğim tabi.eğerki eller kadir kıymet bilmiyor annem ,senin kadar kimse sevmiyor grkm diye şarkı söylerse kendisini affedebilirim.
yeni işler bakarken bana en uygun olanının morgiç uzmanlığı olduğuna karar verdim.pek zor birşey değil nerde olsa morgiçi tanıyabılırım,renk körü olmadığımı kanıtlayan belgeyle kapılarına dayanacagım.üstüme mor birşeyler giydikten sonrada 'mor benim en sevdiğim renktir deyip hahah diye şuh bir kahkaha atacağım.tabiki beni işe alacaklar.evi olmayanı ev sahibi yapma hayalinin başka bir adı olamazdı zaten ,adamlar açık açık buna inanırsanız bir tarafınızın ne renk olacağını söylüyor.açıksözü çok severim bence üniversitelere açıksözlü olmayanları almasınlar,ima edenleri hemen dışlasınlar üstü kapalı konuşanlarada başörtülü arkadaşlarımız için yaptıkları gibi kabin ayarlasınlar.yeni evimde yeni bir ev hayvanına sahibim,aslında ev hayvanı denmez apartman boşluğu hayvanı kendisi.oraya düşmüş bir martı ,sakat olduğu içinde güvenli bir yuvaya sahip olmuş oluyor,tabi hemen benim penceremin altında olmasıda bir işaret benim için,kendisini hemen evcilleştirip adını janıtın koyduk,ilk olarak kendisinden farkında olmadan kardeşlerini tavuk döner zannedip yediğim için özür diledim biraz bozuldu ,'ama tadınız çok güzel be 'deyince farkettim, arkasını dönüp çaktırmadan sevindi.kimseye yukarıdan bakmadığım gibi bir martıya da bakmamıştım,gariplermiş.yan yan bakmasını psikolojisinin bozukluğuna vermiştimki veterinerlik okuyan ev arkadaşım onlar öyle görebiliyorlar dedi ,aynı anda iki gözüyle bakamadığı için bi otaraftan bir bu taraftan bakınıp duruyordu.bende söyle bana janıtın hangi taraftan güzelim diye sorduğumda arkasını dönüp kıçını gösterdi,bunu bir hakaret olarak değil seni yürekten görüyorum grkm diye algılamak istedim.bunu algıladığım gibi bir ağlamak isteğiyle doldum,ama janıtın beni ağlarken görmemeliydi çünkü onun aglayan bir insana değil güçlü kollara ihtiyacı vardı, bi dakka ya yoksa o benim ihtiyacımmıydı yoksa bende bir janıtınmıydım hemen arkadaşıma dönüp lan yoksa bende yan yan bakıyormuyum diye sordum muhatp olmadı bende janıtın gıbı arkamı döndüm
bu sapsayın kiya (sapı yanlış anlamayın sayın kiya, bir baltaya bir sap gibi) benim her türlü bilgi açlığımı kullanmış benimle yıllarca dalga gecmiştir.kendisine seneler önce sorduğum mısır avrupa birliğindemi soruma karşılık kendisi dalga geçmekle kalmayıp elaleme de anlatıp onlarada dalga gectırtmıstır.ama o zamanlarda farkettirmediğim yuksek zekam aslında çok önemli bir noktaya parmak basıyordu.yani mısır bile avrupa birliğine alınır ama biz alınmayız demek istiyordum ama bu kadar politik gözüküp korkutmak istemedim.mısır ki sofralarımıza ,sinemalarımıza,tatil yörelerimize girmiş avrupa birliğinemi giremiycekti

6 Haz 2007

iwo jima'damıyım ben


kendimi bu aralar 2.dünya savaşındaki iwo jima adasındaki japonlar la çıkartma yapmaya çalışan amerikan askerleri arasında kalmış gibi hissediyorum.dün belgeselini izledim ve bir anda evet ben burdayım tam ortada diyiverdim,zira kendimi koyacağım başka bir mecra kalmamıştı.japon askerleri teslim olmamak üzere eğitilmiş ve ellerine 2 el bombası tutuşturulmuş.biri düşman için biride yaralanır veya yakalanırsa intihar etmeleri için.amerikan askerleride japonların teslim olmıyacaklarını bildiği için ya ölecekler yada öldüreceklermiş.politik düşünmeyi bırakıp niye savaştığını bile anlamayan bir sürü askeri düşündüm.2 taraflada empati kurmaya çalışıp barıştırmak istedim ama araya reklamlar girince savaşmaya başlamışlar bile. tabi japonlar adanın altını üstüne getirip tüneller gizli gecıtler kumuştu bile ,amerikan askerleride çıkartma botunda saf saf bekliyorlar,bot deyince ellerinde güneş yağı denizde güneşleniyorlar zannetmeyin ,istiflenmiş balık gibi duruyor yavrucaklar.daha adaya indikleri ilk dakkada açık hedefler zaten tak tak ölüyorlar.orda savaşmış bir asker 'önde japonlar arkadada enkaz araya sıkışmıştık ve bizi kimse kurtaramazdı' diyor hemide yapyaşlı adam o yaşta askere gönderilirmi hiç Tongue
2 tarafta hayatta kalmak için öldürmek zorunda kendi söylemleriyle istesekte istemesekte.peki grkm sen bunun neresindesin,yine kendine hangi rolü biçtin diye sormayın.bi kendinize bakın şu yaşamda kalmak için istesekte istemesekte kimleri kırıyoruz kimlerle mücadele ediyoruz.bizi ne bekliyor o adada ve elinizde kaç bombanız var
bak sıkıldım yine şimdi .empati manyağı ben büyük balık küçük balığı yemesin gitsin kendi boyunda biriyle uğraşsın deyip doğanın dengesini bile bozmak isteyebilirim.buzdolabımı bitkisel hayattan kurtarmak için fişini çektim ,otopsiye başlayıp içini boşaltmam lazım.

konuşmak çok zor...


konuşmak... sana konuşmak

izin verseydin bir kenarına konardım

istemezsen konuşmazdık, istersen herşeyi anlatırdım.dünü bugünü yarını ,izlediğim filmleri izlemek istediklerimi, korkularımı, heyecanlarımı ,beni ve seni ,en sonunda acımı,sonra gülerdik ,güldürmeyide becerirdim seni ama gülüşündeki içimi kaplayan sıcaklığı hissedince korkardın belki,çekinirdim.konuşmak,çok zor,hiçbir dilde bulamıyorum,dinliyorum ,sana anlatmak istediklerimi ifade eden hiç bir ses yok varsa da yanyana dizilmemiş,birleştiremiyorum.ağzım konuşmuyor ,kulakların duymuyor.buna bozulmazdım, yüreğim konuşurken kulaklarınla dinlemeyi denerdin.benimse, senden, ruhundan ve bedeninden başka hiç bir tınım yok artık.sesimi yutuyorum kanımda dolanıyor ismin.konuşmayı beceremedik,sevmeyi de...

5 Haz 2007

Bir panik atak'ın günlüğü...-4


yine geldin.bu sefer daha pis geldin.ömrümden ömür tükettin yine.hayır özlemedim seni hayır alışıkta değilim.gelme.
sen gelince tüm beynim karıncalandı sanki kutuplarda cıplakmıs gıbı üşüdüm kanımı çektin.bacaklarım tutmadı.ama çalışıyordum ben niye geldin.niye yanlızken evdeyken kımse yokken gelmıyorsun.ilgimi seviyorsun.niye en alaksız yerde içimdesin.niye beni gucsuz kılmak için bu kadar ugrasıyorsun.
kovulabılırdım.bu endıseyle dahada oturdun bedenıme.uzun sürdün bugun.beni yordun.hemde cok.git dedım dakıkalarca.git su an degıl bak eve gıdıcem oyle gel geleceksen hı? dedım ama dınlemedın.benı yıne kıstırdın.alacagın olsun.panik atakmış.cok serefsız bıseysın.hiç saygın yok ,saygısız hastalık.mıy mıy gelme geleceksen öldür yoksa ben kendım yapacagım...

Bir panik atak'ın günlüğü...-3


o an dünyada sadece sen varsındır.ve herşey senı öldürmek için varolmustur.sevgılınin bağrı.annenin kucağı, dünyanın tam ortası seni öldürmek için.nerdesınız
hiç biyerde ,sizin sucunuzmu ama benımde sucum değil.uzatmayın bana elinizi biliyorum geri gideceksınız. bense bu salak hastalıkla kalacagım benı hep yanlızken yakalar sız olsanız bıle o yakalar en insan oldugum anda en zayıf yanımda yakalar ve bırakmaz.siz şeker uzatırım derken bana ne gözükür o bilemezssınız.sizin sucunuzmu ama
benimde değil.
o an olmadı
sonra hatırladıgım dilde yazmaya calıstım
baska bır dıl o
aslında basıt ama o an kımse anlamaz gıbı gelıyor
belkde kendıne deger bıcmek bır anlık kurtulus
kım bılır

yazılarım siliniyor
kelimelerim havada
Yarasa!
görüntüler bulanık
tozla kaplanmış dilim
tüm sinekler kulağımda
ucuz parfüm,kaliteli içki
kaliteli parfüm ,ucuz içki
gecenin kardeşliği...
her renkten ışıklar
ama
gecenin körü
uffff
elinin körü!

Bir panik atak'ın günlüğü...-2

o an tüm şairler sana yazıyor tüm resımler sana yapılmıs tüm romanlar senı anlatıyor.cok garıp degılmı sen kendı kendını anlatamazken o an hersey senınmıs gıbı.ölmek gibi.ölmeye yakın olmak.
yaklaşmak ve gerı gelmek
aslında hepsı oyun ama bılıyorsun .biliyorsun cunku patak herseyı arastırır.bılır kalbını durduracagını,bilir tansiyonunu dusurecegını.beynının tum oyunlarını ve vucudundakı etkılerı bılır.patak kendınden korkar.baska hıcbırseyden korkmaz.kendıne yapacaklarından korkar.ve kendı kendınden gecmıstır o an.
nolur yapma dıye aglarım
nolur yapma
ıyısın ıyı olacaksın
hayırrr der patak
öleceksın şimdi burda en acız durumda
kim gelse senı benden alamaz.
işte o an ya karsı gelırsın yada bırakırsın kendını
ben bılmezdım hep bıraktım
şimdiyse kavga halındeyım.hemde komık oluyor guluyorum kendımle kavgama.
kendıme kufur ettııım kadar etmedım kımseye:kendıme agladıım kadarda aglamadım.
ya gerızakalı sende eglen bak ınsanlara.durup duruken nerden geldın sımdı.
gel egıl onumde boynunu uzat zavallı ,farkında degılmısın efendın benım hakim olmaya calısma zamana der.der o ıblıs.dogruda der serefsız
sen gectı kazandım dıye sevınırken o bırdahakı sefere daha guclu gelır.sende sevınırsın yendıkce onu ama bı yandan telaslısındır cunku bılırsın ınsan oldukca gelecek o
gelecek ve hesap soracak
sorma bende aptalım sorma bilmiyorum
yersen

bir panik atak'ın günlüğü


bu yazıyı sadece panik ataklar ki ileride onlara patak diyeceğim kısaltılmışı olarak ki hayatımda kötü şeyleri nasıl sevimlileştiriyorsam bunuda öyle edicem Smiley
neyse sadece pataklar anlasın istemiyorum diye betimleme,teşbih,kinaye vb. hepsini şeyedeceğim.umarım ederim.
efenım patak dediğim şey garip bişey.aslında insan olan yaşarmış gıbı gelıyor her zaman.belkide bunun hastalık boyutu bunu cok onemsemekten gecıyor.
ilaçlarımı bır haftadır almıyorum.cunku ılac alınca yemek yıyemıyorum.bu benım sucum duzenlı alabılsem kılomda bır fark olmazdı. ama bende nerdeee , ne saatı uyuyor ne dozajı.o sebepten ıyıce kılo verdım.ılacı bırakıncada bı yıyorumkı sormayın
cok kılo verdım dıye bırakıyım dedım bı sure ki arada yaparım.sankı bu durum hosuma gıdıyor.cunku ılacı doktor kontrolu dısında bırakmak zararlı.bosuna tedavı gıbı bırsey.
ve gece calısıyorum kı bır patak ıcın en zor seyde bu.ileerde bahsedecegım.
bu geceye donelım sonra gecmıse ve gelecegıme gelıcem.(evet patak gelecegını bıle bılır)

işteyım.en az 1000 kısı var.ısıklar ,karanlık ,ucuz kalıtelı parfum kokusu ve muzıgın bas ı .midenizi yerınden oynatan bas.
tansıyonunuzun dustugunu dusunun bide cok yuksek ateslı oldugunuz hastalık donemını .heh şimdi onu beşle carpın.bu patak oluyor
gozunuz bır yerden bır yere bakarken dalgalanıyor tansiyondakı gıbı.goruntu oturmuyor yerıne.şapşalsınız evet.bıde yuksek atestekı gıbı ugulduyor kafanızın ıcı.halısınasyonlar.
kulaklarınız duymuyor gozlerınızde gormuyor o an ve beynınız .yokki
o an gozlerımı acıp etrafa bakıyorum.etrafta eger sana bakan varsa nıye bu kız delı gıbı gozlerını acmıs bana bakıyor dıye sana bakıyor.alllahhh ıste o zaman amanın bu kısı benı farkettı kesın kotu gozukuyorum ölüyorum ben dıye bayılabılırsınız.arkadaslarım deneyımlı.asla ılgılenmezler.ki bilirler ilgilenseler ben bayılırım.cunku patak sırasında mımık el kol hareketı veya sozcukler oyle garıp cıkarkı lam felsefe yapma der ınsanlar.egerkı bu hareketlerınızı onemseyen bırı cıkarsa sız olayı dahada abartır fenalasırsınız.en ıyısı kendı kendınıze telkınle halletmektır. ki o an en ıyı doktor da gelse sıze yardımcı olamaz psıkolojısı zaten sarmıstır bedenınızı.
bu gece 15 dakka aralıkla yasadım.neden ılacımı almadım dıye.ve ınsanlar sarhoslar sarhos olmayanlar sankı hepsı anlamıs gıbıydı.ama bılıyordum kendı ıcımde yasıyordum.yanlızdım.hemde cok.dunyada benı benden cok seven olsa bıle yanlızdım.o an işte o an yazabılsem yada konusabılsem ben ben olacagım ama olmuyor lanet olası.kalbını tutmaktan elıne koluna bakmaktan yazamıyor konusamıyorsun.

4 Haz 2007

komşu komşuuuu...


Coşkun Aral (savaş fotoğrafları, Romanya)

-komsu komsu
-hu hu
-oglun geldi mi
-geldi
-ne getirdi
Ne getirdi?
Ne....

Tavşan Kaç...


TAVŞAN

Şu hendekte bir tavşan uyuyordu
uyuyordu
Varmı sana sataşan senin ile uğraşan
Tavşan kaç tavşan kaç tavşan kaçç

tekerleme

onu vurdular, gözümle gördüm onu
ak bir zambağa binmiş gidiyordu

zambak dur, sana da bulaştı kan.

bir damla gözyaşından
doğurmuştu anası onu
bir avuç sevinçle
büyüttü
bir avuç hüzünle
nice zorluklar
nice ayrılıklar
ve saçlarına beyazlar
düşürerek.

onsekizindeydi
bir sevgilisi vardı
aynı mahalleden
eyüpten
henüz öpememişti bile
konfeksiyonda
çalışırdı.

onu vurdular
gözümle gördüm onu

bir güvercin havalandı.
eyüpte, o basma
perdeli evde
kurudu saksıdaki sardunya
birdenbire
bir fotoğrafın camı
tel çerçeveli
düştü
radyonun üzerinden
yere.

dağıldı kitapları
dağıldı şiirler
ve roma hukuku

güvercin
konamadı.

onu vurdular, gözlerimle gördüm onu
ak bir zambağa binmiş
gidiyordu

zambak dur, sana da bulaştı kan.

Behçet aysan

Tavşan kaç, sana da bulaştı kan!

2 Haz 2007

3.şahıslara...


ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ

Gözlerin gözlerime değince

Felaketim olurdu, ağlardım

Beni sevmiyordun, bilirdim

Bir sevdiğin vardı, duyardım

Çöp gibi bir oğlan, ipince

Hayırsızın biriydi fikrimce

Ne vakit karşımda görsem

Öldüreceğimden korkardım

Felaketim olurdu, ağlardım

Ne vakit Maçka'dan geçsem

Limanda hep gemiler olurdu

Ağaçlar kuş gibi gülerdi

Sessizce bir cigara yakardın

Parmaklarımın ucunu yakardın

Kirpiklerini eğerdin, bakardın

Üşürdüm, içim ürperirdi

Felaketim olurdu, ağlardım

Akşamlar bir roman gibi biterdi

Jezabel kan içinde yatardı

Limandan bir gemi giderdi

Sen kalkıp ona giderdin

Benzin mum gibi giderdin

Sabaha kadar kalırdın

Hayırsızın biriydi fikrimce

Güldü mü cenazeye benzerdi

Hele seni kollarına aldı mı

Felaketim olurdu, ağlardım

Atilla İlhan

uç uç böceğim...

Uç Uç böceğim,annen sana terlik pabuç alacak...







O da bir Buda heykelinin
taştan sükûnu gibi kendinden emin
dümenin yanına bağdaş kurup oturmuş.

Bakmıyor
kayığa
sarılan
sulara!
Bakmıyor
çatlayıp
yarılan
sulara!

Çıkıyor kayık
iniyor kayık,
devrilen
bir atın
sırtından inip
şahlanan
bir ata
biniyor kayık!

- Yaman esiyor be karayel yaman!
N.H.RAN

şefin tabağı(tamamen karışık)


bu aralar herkesler intiharı dusunuyor.
intihar mı intibah mı
intihar mı inti illimani mi
intihar bir intihal mıdır
bu konuyu bakırkör devlet hastanesıne intikal edecğim.

karınca kararınca dağılmaya karar verdıler.gıderken onerı usulu koydugum lımonlarıda goturduler.limonun kılosu kaca bılıyonuzmu serefsız karınceler.uff sıkıldım ki grkm sıkılınca onbın sacmalama gucunde olurdu.lıomonu sıkmadan önce bıraz ovun yumusasın.

pişman olmaktan korkmuyorum.denedim ve gördüm.pişmanlıklarıma alışmaktan,nasıl olsa deneme demekten, görsemde yanıma kar kalır demekten, korkuyorum artık
pişmaniyeden korkarım ama çokça.izmitten geçerken pişmaniye yerine keçi boku satarlardı insanları kandırmak için. çokta severim. ama sevdiğim ya keçi bokuysa

uyudum sacma saatte, uyandım sacma sattte. şimdi uyumam lazım uykum yok, sacma bı gece ve sabah olacak, sacma bır sabah.yaz gelecek sacım sacım sacılacağım.kış olacak sarınacagım.sacımdan bahsedip sacmalayabılırım ,sapandan bahsedıp konuyu saptırabılırım
yok ben sacma olmayıda sevıyorum .sacma ama sevıyorum

plaketimi verin bana

% 50 yi gecınce kendımı 1. ilan ederim söyliyim. plaketimi hazırlayın lutfen.plaket yoksa pilaki de hazırlayabılırsınız.cok sevmem aslında sadece uysun dıye pilaki dedım.en cok yaprak sarması severim,zeytinyağsız ,ama bir tencere sarma içinde bu kadar sacmaladıgım duyulursa asma yaprakları koruma derneği tarafından asma yapraklarını koruyalım mitingine konuşmacı olarak çağrılabılırım.sonra gazetecilerin -neden zeytinyağını sevmiyorsunuz ? sorularıyla muhatap olmak zorunda kalırım ki bilirsiniz en korktugum bir gazetecinin bana bunu sormasıdır.o yüzden röpartaj yapmadan önce muhakkak soruları bana fakslamalarını isterim.onlarda faks numaramı ıster fekat faksım olmadıgı ıcın bı tane numara sallarım.cok ıstersenız sızede bı tane sallıyabılırım ama once gazeteci kimliğinizi gormem lazım.hem oyle her gazeteye ropartaj da vermıyorum.en kulturlu buldugum Bulvar , Tan ,seda ca ,hülya ca mahmut ca gibi gazete ve dergilerle muhatabım.cok işim var sizinle uğraşamıyacagım.plaketimi istiyorum o kadar.ajdarın çikita muz şarkısı eşliğinde sayın çelik tarafından plaketimi almak istiyorum(aynı anda çelik beyinde -ateşteyim ateşte ateşte adlı parcasını sanki ateşe basıyormus gıbı hoplayarak sessızce fısıldamasını ıstıyorum).bilgilerinize

deli mi sensin deli


not:efenim ben sifirforum.com adlı bir felsefe sitesinde saçmalamalar başlığında yapılan,'' en iyi kim saçmalıyor?'' anketinde büyük farkla 1.liğe doğru ilerlemekteyim.peki bunun benim hayatıma bir getirisi varmı yok, bazen seviniyorum işte.saçmalamalar orda başladı sonra blogumu yaptım orda yazdıklarımı buraya ,buraya yazdıklarımı oraya ,yazmadıklarımıda rahmetli berlin duvarına gönderiyorum, saygıyla.şimdi ilerleyen yazılarımda bu kız ne diyor halbukı ne kadar mantıklıydı! 1.yim falan diye sacmalıyor demeyın diye bu acıklamayı yaptım .buyrunuz okuyunuz yada en iyisi okumayınız sağlığınızı koruyunuz

birinciliğe dogru gıtmek ne kadar agır bır yuk bılıyormusunuz.her gun acaba bırı benı gectımı dıye uyanmak, bugun yenı uye olanlar bana oy verırmı acaba ,vermezlerse cehenneme gıtsınler dıye sovmek.cok zor cok. sacmalayamamak hele.acı cektıgım donemlerde sacmalamamın tavana vurdugunu dıkkate alıp acaba dıger kaplumbagımıda benmı oldursem dıye dusunmek.hadı onu öldürdüm şimdi baska bır ev hayvanı mı alacagım nerden baksan en kucuk evcıl hayvan bıle 20 30 mılyon ,yemını kabını falanda kat 50 mılyon, sırf bır hayvanı öldürüp sacmalıyacagım dıye 50 mılyonmu harcıyacagım.20 mılyona kapatalım bu işi ha.hadi verın plaketımıde sedatın mezarına dıkecegım.yemedınız dımı tabıkı evımın en guzel yerıne asacagım.gelen manıtalarada elımde viski bardagı (içinde cay olacak,zira bır manıta ıcın 40 yıllık olgunlasmıs vıskımı ıcemem) -işte bır zamanlar sacmalardık bebek,zorla elıme bu plaketı tutturdular hayır dıyemedım dıyerek yanına oturacagım,ben ustume rahat bıseyler gıyıp vıskımı yudumlıyayım sende kendıne cay yap ıstersen dıyecegım ve anılarımla basbasa kalacagım,- seni bencıl pıslık ben nıye vıskınden yudumlayamıyorum dıye sorarsada bardagı ustune boca edıp -al, vıskımı ıstıyorsun ama çay lekesı cıkmaz bılmıyorsun dıyecegım.sonrada korkma be sekersız ıctım dıye onu tesellı edıp sarılacagım.buyuk bır ıhtımal bana askla tutulacak.-sakın bana sırılsıklam asık olma havadan nem kaparım dıyecegım sonra bır oyun havası koyup gobek atmaya baslıyacagım -bıraz göbegınmı cıkmıs ne? derse eger, işte ozaman işte o zaman bilemiyorum cok sınırlendım sımdı.

giyinmek güzelmiş!


giyinmek güzeldir miş.böyle reklamlar var ,ne reklamı mı tabiki başörtüsü reklamı,başını açmaksa çirkin yaa ,siz reklamcılar ne zekisiniz ya,40 yıl düşünsem aklıma boyle içten pazarlıklı birşey gelmez, biz batıya benziyoruz baya oley Tongue

ben iflas ettim ya, evden çıkmaya karar verdim fekat bende her deli gibi delice bir karar alıp şu an oturdugum mınıcık evden cıkıp bır arkadasımla evımın 3 katı kırası olan bır eve tasınıyorum.pekı param varmı, yok olsun, en guzel semtın tam meydanında ,ohh gıyınmek guzeldır, olmassa gıyınırım olur bıter.soyundumda nooldu sanki.tabıkı başortusu takanla takmayana degıl soylemım ,boyle bır pazarlıga karsıyım,soyunmak guzeldırle gıyınmek guzeldırın ne farkı var sımdı ,mayolu yasaklanan bilbordalardan farkı basortulu ama gıyınmek guzeldır dıyen reklamın.aman banene canım ben ızlıyım televolemı seda sayanımı vur ptlasın cal oynasın aradada aglarım sedacıgımla sohbet eden garıbana ,tamam ıste ben de ınsanım.
ben tasınıyorum ,yokum yanı,vurun patlatın ortamlarımda bende gıyınmeyı ogreneyım ,o kadar cok sey gıydırıldıkı üstüme...

"Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok. Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok."
Mevlana

vedatı da alıcam korkmayın be, hemde eve mınık plastık havuz alacagım bırlıkte yuzecegız,yeni maceralarımda gorusmek uzere ,benım yoklugumda artık naparsınız bılmıyorum ama ıntıhar etmeyın valla kızarım,gerekli sebeplerını acıklarsanız desteklerım bıle ,hadı be biriniz barı


giyinmek miş, hani kirlenmekti? dağılın

1 Haz 2007

puff

cucucrucuu palomaa.annem telefonda kvak hav kırak dıye sesler cıkarıyor.ne o dıyorum .nationalda belgesel izlemiş.şeytan diye hayvan varmış.öle kavga ediyorlarmış.anneme söyliyecegım buraya yazssın.salep içicektim nescafe ıcıcem.reklamlardan etkılenmış olabılırım.insan bıraz daha salep reklamı koyar sonra neden gelişemiyoruz bıdı bıdı.cok sıkılıyorum hiçbirşeyin tadı yok.tadsız cekırdek gıbı hayat.herseferınde belkı bunun tadı vardır dıye çitliyorum.bana kalansa elimde ve agzımdaki kiri.